
Uluslararası anlamda baktığımızda ürünlere verilen ismin her yerde aynı olduğunu görüyoruz: “Platform”. Ancak bu kelime, ürünleri tanımlamada tek başına yeterli olmuyor. Net bir çağrışım yapabilmesi için ürünün asıl amacına ifade eden bir sıfat kullanarak sözcük öbeği oluşturmalıyız. Ürünün amacı “Yükseltmek”, ancak yükseltinin büyük değil, asıl amaç herhangi bir “Personeli” yüksekte yapacağı herhangi bir iş için kullanılacak malzemesiyle beraber istediği yüksekliğe çıkarmak. Sonuç olarak elde edebileceğimiz en uygun öbek “Personel Yükseltici Platform” oluyor. Dolayısıyla sektöre kısaca “Platform Sektörü” diyebileceğimiz gibi daha doğru bir ifadeyle “Personel Yükseltici Platform Sektörü” de diyebiliriz.
Personel Yükseltici Platformlar, makinelerin tipine göre sınıflandırılmaktadır. Bu sınıflar kendi içerisinde de enerji kaynağına göre alt sınıflara ayrılabiliyor. Enerji kaynağı şarj edilebilen bir akü olabileceği gibi ihtiyaç halinde şarj motor da olabiliyor. Hiçbir enerji kaynağına ihtiyaç duymayan ve manuel olarak hareket ettirilen modeller ise “Çekilebilir” olarak sınıflandırılıyor.
Personel Yükseltici Platformların geçmişini, araç üstü ve kendinden yürüyüşlü olarak iki grupta inceleyelim. Dünyada araç üstü platform sektörünün 1950’li yıllarda ortaya çıktığı bilinmektedir. Ülkemizde ise ilk defa 1980’li yıllarda 12-13 m çalışma yükseklikli araç üstü platformlar kiralanmaya başlamıştır. 2000’li yıllara girildiğinde yüksek binaların ve yüksekte yapılan uygulamaların artmasıyla 20 ila 30 m çalışma yükseklikli araç üstü platformların sayısı artmıştır.
İse yüksekliğin yerli üretimde 45 m’yi, ülkemize giren yabancı marka modellerde ise 70 m’yi aştığını görüyoruz. Ülkemizde özellikle yerli üretim markalarının çoğunlukta olduğunu ancak son birkaç yıldır dünyaca bilinen yabancı marka modellerin de hiç azımsanmayacak derecede arttığını söyleyebiliriz. Ülkemizde en yoğun olarak kullanılan araç üstü platformlar 7,5 tonluk şasi üzerine monte edilen 26-27 m yükseklikli modellerdir.
Kendinden yürüyüşlü platform grubuna baktığımızda ilk platformun 1970 yılında JLG tarafından üretildiği bilinse de, birçok kaynak California’da bulunan Selma Manlift firmasının 1966 yılında ilk üretimi yaptığını belirtiyor. Sonraki yıllarda Avrupa’da da yayılmaya başlayan sektör ülkemize ancak 2000’li yıllara yaklaşırken giriş yaptı. 2000’li yılların ortalarına gelindiğinde yavaş yavaş artan distribütör ve kiralama firmaları ile makine sayısında da önemli bir artış olmuştur. Ancak sektörün asıl patlamayı 2010 yılında yaptığını ve hız kesmeden günümüze kadar devam ettiğini görüyoruz. Ülkemizde dünyaca bilinen hemen hemen tüm üreticilerin distribütörleri olduğunu söyleyebiliriz. Distribütör sayısındaki bu artış beraberinde kiralama firmalarının da artmasını getirmiştir. Özellikle vinç firmaları, kiralık makine parkları bu ürün grubunu ekleyerek büyük inşaat projelerine paket hizmet sunmayı hedeflemektedir. Yerli üretim anlamında ise birkaç firma olduğunu söyleyebiliriz, ancak ağırlıklı olarak akülü makaslı platformların üretimi yapılmaktadır. Başta 10 ve 12 m çalışma yüksekliği olmak üzere tüm akülü makaslı platformlar ülkemizde yaygın olarak kullanılmaktadır.
Son yıllarda büyük inşaat projelerinin artmasıyla beraber kiralık makine parkı da hızla artmıştır.
Yükseleme, ilerliyor.